Mitolojide Ejderhalar

Çok mübalâğalarla efsanelerde yer alır. Ejderhalar fırtına yapar, yağmur yağdırır, insanlara hastalıklar dökerler. Bunların üçten yediye kadar başları vardır. Gözleri ateş saçar, yüzleri insana benzer. Çoğu yılan biçimindedir. Ayakları kertenkele ayağı gibidir. Vücudu Balık ve yılan pulu gibi pullarla kaplıdır. Pençeli, kanatlı olanları da vardır. Dört ayaklı hayvan gibileri de görülmektedir.

Doğu yönünü temsil eden (Gök Ejderha) tanrısal bir kudrete sahiptir. Eti’lerin de (Ehkiduydu) adında, boynuzlu, yarı boğa, yarı insan şeklinde ejderhaları vardır. Ningişzida yer yüzüne çıktığı zaman ona bir ejderha arkadaşlık etmiştir.

(Erkam Aidar) masalında (Calmaus) adında yedi başlı bir ejderhanın adı geçer.

Yedi başlı Ejderha demek olan (Büke) sözünü, Yakut’lar büyüklerine ünvan olarak kullanırlardı. Folklorda da çok yer alan Ejderhaların sarayları vardır. Bu sarayların çoğu kuyuların dibindedir… İnsan eti yerler. Genç kızları kaçırırlar. Su kaynaklarını kuruturlar. Hikâyelerde, destanlarda genç kahramanların bunlarla mücadele ettiği çok görülür. Bu mücadele sahnelerinden biri şöyle tertiplenmiştir.

Genç kahraman bir vuruşta ejderhanın altı başım keser. Biri kalır. Bunun üzerine Ejderha şöyle bağırır: (Eğer kahraman isen bir daha vur.) Şayet kahraman yanılır da bir daha vurursa; ejderhanın başları tekrar yerine gelir, eski halini alır. Onun için Ejderha yine (Bir daha vur) diye bağırır. Bunu bilen kahraman da: (Ben anamdan bir defa doğdum) der ve vurmaz. İşte o zaman Ejderhadan hayır kalmaz. Kuyudaki sarayına doğru sürüklenirken yedinci başı da düşer, ölür.

Ejderhalardan hiç yenilmiyeni vardır ki, bunların ünlülerinden biri de (Compalak) adında olanıdır. Bununla beraber bunları da tılsımlarını bozarak öldürmek mümkündür. Bu da şöyle olur; Bu gibi Ejderhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır. Uykuya daldığı vakit yanma gidilir. Üzerinden kırk tane kıl koparılır. Bu kıllar ateşe atılır, yakılır. İşte o zaman o ejderha ölür, gider. (Bulut Ejderhalar) adını taşıyan bir efsâne de şöyledir:

Gök yüzünde bulutlar arasında barınan bir takım Ejderhalar vardır. İnanışa göre ilkbaharda melekler gökteki ejderhalardan birisini, zincire bağlı olarak, bulutlardan aşağıya, dağlara doğru sarkıtırlar. Zincire bağlı olarak sallanan bu ejderhanın kuyruğu güneye dönerse bolluk, doğuya dönerse dolu düşer, kıtlık olur. Batıda ise, o yıl savaş olur. Bulut ejderhanın kuyruğu kara duman gibi sallanır. Gökte melekler zincir ile tutup zapt edemezlerse, yere değen kuyruğu büyük felâketlere sebep olur. Bulut Ejderhanın aşağıya sallanan kuyruğu, yerde neye değerse, ona dolanıp göğe çeker

Ejderhanın ağzından çıkan ısı, iki saatlik yoldan insanı yakacak derecededir.

 

 

 

Yorum bırakın